Boşanma : Sürece nasıl hazırlanılır
Boşanma zor ve duygusal bir prosedür olabilir.
Yunanistan’da süreçten geçenlerin belirli prosedürleri takip etmesi gerekiyor ve boşanmanın gerekçelerini, nafaka gerekliliklerini ve Yunan boşanma kararlarının diğer ülkelerde tanınmasını anlamak önemlidir. Bireyler yasal gereklilikleri ve ilgili prosedürleri anlayarak sürece daha iyi hazırlanabilir, hak ve menfaatlerini koruyabilirler. Bu makale, boşanma gerekçeleri, çocuk velayeti, arabuluculuk seçenekleri, mali hazırlık, duygusal hazırlık ve süreç sırasında kişisel bakım da dahil olmak üzere Yunanistan boşanma sürecine genel bir bakış sunmaktadır.
Bireyler bu makalede özetlenen adımları izleyerek boşanma sürecinin karmaşıklıklarına daha iyi hazırlanabilir ve bu süreci başarılı bir şekilde yürütmek için gerekli araçlara ve desteğe sahip olduklarından emin olabilirler. İster boşanmayı düşünüyor olun ister halihazırda boşanma aşamasında olun, bu makale size hazırlanmanıza ve çıkarlarınızı korumanıza yardımcı olacak değerli bilgiler ve rehberlik sağlayacaktır.
Boşanma nedenleri
Boşanmanın ilk nedeni, evlilik bağının bozulmasına dayanan ve bu durumun yobazlık, zina veya firar nedeniyle haklı gösterilebilmesidir. Bu durumda eşlerden biri, ayrılıktan sorumlu olsa bile diğerine karşı boşanma davası açabilir. Boşanmanın ikinci nedeni ise yokluktur; bu, diğer tarafın ortadan kaybolması ve yokluğunun mahkeme kararıyla tespit edilmesi durumunda eşlerden birinin boşanma davası açmasına olanak tanır.
Son olarak boşanmanın üçüncü nedeni karşılıklı rızadır ve bu ancak evliliğin en az altı ay sürmesi durumunda mümkündür. Evliliği sona erdirmek isteyen her iki tarafın, her iki taraf ve avukatları tarafından imzalanmış yazılı bir anlaşma sunması gerekir.
Yunanistan’da boşanma gerekçelerinin mahkeme kararına dayandığını ve sürecin karmaşık olabileceğini unutmamak önemlidir. Bu nedenle, sürece hazırlanmak için bir hukuk uzmanının rehberliğine başvurmanız tavsiye edilir. Deneyimli bir avukat, hukuk sisteminde gezinmeye yardımcı olabilir, gerekli belgeleri hazırlayabilir ve sürece her iki taraf için de adil ve eşitlikçi bir şekilde nasıl yaklaşılacağı konusunda rehberlik sağlayabilir.
Evlilik bağının bozulması
Evlilik bağının bozulması nedeniyle boşanma, Yunanistan’da kanunla belirlenmiş olup, ayrılığın dört yıl sürmesi ve bağnazlık, zina veya firar nedenlerine dayanması halinde eşlerden herhangi biri tarafından uygulanabilmektedir. Evlilik bağını bozma suçu, ayrılıktan sorumlu olan eş tarafından da ileri sürülebilir. Bu kanun hükmü, ayrılıktan diğer eş sorumlu olsa bile, mağdur eşin boşanma talebinde bulunabilme olanağından mahrum kalmamasını sağlamaktadır.
Evlilik bağının bozulmasının, yalnızca evlilik bağının geri dönülemez biçimde bozulması durumunda geçerli bir boşanma nedeni olabileceğini unutmamak önemlidir. Mahkeme, ayrılma ihtimalinin olup olmadığını belirlemek için ayrılığın koşullarını inceleyecek
mutabakat. Mahkeme evliliğin kurtarılabileceğini tespit ederse boşanma davasını erteleyebilir. Ancak mahkeme evliliğin kurtarılamayacağını tespit ederse boşanma kararı verir. Kararnamede çocukların velayeti, malların dağıtımı ve gerekiyorsa nafaka ödenmesi düzenlenecek.
Eşlerden birinin evliliğin bozulması nedeniyle boşanma davası açması durumunda diğer eşin bu davaya itiraz etme hakkı vardır. Çekişmeli boşanma davası zaman alıcı ve pahalı olabilir.
Bu nedenle her iki tarafın da hukuk danışmanına başvurması ve boşanma şartları konusunda anlaşmaya varmaya çalışması tavsiye edilir. Yazılı anlaşmada malvarlığı ve borçların dağıtımı, çocukların velayet ve ziyaret hakları ve varsa nafaka ödenmesi yer almalıdır. Anlaşmalı boşanma her iki tarafın ve avukatlarının imzaladığı yazılı bir anlaşmayı gerektirir.
Eşin yokluğu
Yunanistan’da boşanma sebeplerinden biri de eşin yokluğudur. Bu, eşlerden birinin uzun süre herhangi bir iletişim ve temas olmaksızın ortadan kaybolması durumudur. Böyle bir durumda kalan eş boşanma davası açabilir. Ancak, mahkeme kararının boşanmaya karar vermeden önce diğer tarafın ortadan kaybolduğunu tespit etmesi gerektiğini belirtmek önemlidir.
Eşin yokluğunu tespit etmek için hayatta kalan eşin mahkemeye delil sunması gerekir. Bu, tanık ifadeleri, yazışmalar veya diğer ilgili belgeler şeklinde olabilir. Mahkeme daha sonra konuyu araştıracak ve diğer tarafın gerçekten ortadan kaybolup kaybolmadığını belirleyecek. Diğer eşin hayatta olduğunun tespiti halinde gıyaben boşanma dilekçesinin reddedileceğini belirtmekte fayda var.
Mahkemenin gıyaben boşanma kararı vermesi durumunda sağ kalan eş nafaka hakkına sahip olabilir. Bu durum özellikle hayatta kalan eşin reşit olmayan bir çocuğu büyütme sorumluluğuna sahip olması ve bu nedenle çalışamaması durumunda geçerlidir. Nafaka hakkı, nafakanın yeniden evlenmesi veya başka biriyle birlikte yaşaması halinde sona erecektir.
Uzlaşma
Boşanmak isteyen taraflar bunu karşılıklı rıza ile yapabilirler. Bu yöntem, her iki tarafın ve avukatlarının imzaladığı yazılı bir anlaşmayı gerektirir ve çocuk velayeti hükümlerini içerebilir. Ancak bu anlaşmanın mahkemeye sunulması gerekiyor ve bir hakim, anlaşmanın adil ve yasal açıdan bağlayıcı olduğundan emin olmak için anlaşmayı inceleyecek. Hakim anlaşmanın çocukların yararına olmadığını veya herhangi bir yasayı ihlal ettiğini tespit ederse boşanma kararı verilmeyebilir.
Şunu da unutmamak gerekir ki, mahkeme ancak evliliğin en az altı ay sürmesi halinde karşılıklı rıza ile boşanma kararı verebilir. Ayrıca boşanma kararında her iki tarafın da anlaşması ve zorlama veya zorlamanın bulunmaması gerekir. Taraflardan herhangi biri aynı fikirde değilse bu yöntem kullanılamaz ve tarafların başka boşanma sebepleri araması gerekir. Anlaşmanın adil ve hukuka uygun olmasını sağlamak için yetkili yasal temsilcinin bulunması da önemlidir.
Çocukların velayeti
Boşanma sonrası çocuk velayeti düzenlemeleri, hangi ebeveynin birincil fiziksel velayete sahip olacağının ve ziyaret haklarının nasıl bölüneceğinin belirlenmesini içerir. Mahkeme, çocuğun yaşı, sağlığı, her bir ebeveynle olan duygusal bağları ve özel ihtiyaçları da dahil olmak üzere çocuğun yüksek yararını dikkate alacaktır. Genel olarak mahkeme, istismar veya ihmale dair bir delil olmadığı sürece, çocuk ile her iki ebeveyn arasındaki ilişkiyi sürdürmeye çalışacaktır.
Ebeveynlerin çocuğun velayeti konusunda ortak bir anlaşmaya varamaması durumunda mahkeme nihai kararı verecek. Bu durumlarda mahkeme, aileyi değerlendirmek ve mahkemeye tavsiyede bulunmak üzere bir psikolog veya başka bir uzmanı görevlendirebilir. Ayrıca ebeveynler arasında bir anlaşmaya varmanın bir yolu olarak arabuluculuk yapılmasına da karar verebilir. Sonuçta mahkemenin kararı çocuğun yararına olduğuna inandığı şeye dayanacaktır.
Bir ebeveynin taşınması veya çocuğun ihtiyaçlarının değişmesi gibi koşullarda önemli bir değişiklik olması durumunda, çocuk velayeti düzenlemelerinin mahkeme tarafından değiştirilebileceğini unutmamak önemlidir. Ayrıca mahkeme, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla velayet sahibi olmayan ebeveynden velayet sahibi ebeveyne nafaka verilmesine hükmedebilir. Genel olarak mahkemenin amacı, çocuğun refahının ve çıkarlarının korunmasını ve her iki ebeveynin de çocukla anlamlı bir ilişki sürdürebilmesini sağlamaktır.
Nafaka uygunluğu
Nafakanın uygunluğu yaş, sağlık ve istihdam olanakları gibi belirli koşullara göre belirlenir. Eşin yaşı veya sağlık durumu nedeniyle mesleğe başlayamayacak veya devam edemeyecek durumda olması halinde nafaka isteme hakkı vardır. Ayrıca eşin reşit olmayan çocuğunu yetiştirme sorumluluğu varsa ve çalışamıyorsa ya da eğitimini tamamlayana kadar iş bulamıyorsa, o da nafaka hakkına sahip olabilir. Yararlanıcının yeniden evlenmesi veya başka bir kişiyle birlikte yaşaması durumunda nafaka hakkının sona erdiğini belirtmek önemlidir. Aksi kararlaştırılmadıkça nafaka her ay nakit olarak ödenmelidir.
Eş, nafaka alma hakkına sahip olduğuna inanıyorsa, bunu talep etmek için atılması gereken uygun adımları belirlemek üzere bir avukata danışmalıdır. Genel olarak, Yunan hükümeti boşanma davalarında nafakanın uygunluğunu belirlemek için yönergeler oluşturmuştur. Bu yönergeler, her iki tarafa da adil davranılmasını sağlamak için yaş, sağlık ve istihdam fırsatları gibi çeşitli faktörleri dikkate alır. Bir eş, nafaka almaya uygun olduğuna inanıyorsa, bunu talep etmek için atılması gereken uygun adımları belirlemek üzere hukuki tavsiye almalıdır.
Beslenme faktörleri
Yunanistan’da nafaka miktarının ve süresinin belirlenmesine ilişkin tahminler çeşitli faktörlere bağlıdır. En önemli faktörlerden biri evliliğin uzunluğudur. Evlilik ne kadar uzun olursa, nafaka alma olasılığı da o kadar artar. Çünkü evlilik süresince daha az kazanan ya da hiç çalışmayan eş, aileyi geçindirmek için kariyer fırsatlarını feda etmiş olabilir.
Bir diğer önemli faktör ise her iki eşin geliri ve mal varlığıdır. Mahkeme, bir tarafın diğerinden daha fazla ödeme gücüne sahip olup olmadığını belirlemek için her iki tarafın mali durumuna bakacaktır. Eşlerden birinin geliri veya malvarlığı diğerinden önemli ölçüde yüksekse, kendisine daha fazla nafaka verilebilir. Evlilik sırasında oluşturulan yaşam standardı da dikkate alınır. Mahkeme, lehdar eşin evlilik sırasında sahip olduğu aynı yaşam standardını korumaya çalışacaktır.
Ayrıca mahkeme, tarafların yaşı ve sağlık durumu, nafaka isteyen eşin gelir durumu, reşit olmayan çocuklarının bulunup bulunmadığı gibi diğer faktörleri de dikkate alabilir. Mahkeme ayrıca evliliğin sona ermesinin nedenlerini de dikkate alabilir. Zina davalarında olduğu gibi boşanmada eşlerden birinin kusurlu olduğu tespit edilirse mahkeme daha az nafaka verebilir veya hiç nafaka vermeyebilir. Sonuçta nafakanın miktarı ve süresi olaya göre belirlenmekte ve her davanın özel koşullarına göre değişmektedir.
Beslenmenin sonlandırılması
Yunanistan’da nafaka, lehdarın yeniden evlenmesi veya başka bir kişiyle evli olmayan bir ilişkiye girmesi durumunda sona erer. Bu hüküm, yararlanıcının yeni bir ilişkiye girdiğinde eski eşinden aşırı mali destek almamasını sağlamak için mevcuttur. Aynı zamanda kendi kendine yeterliliğin önemini ve bireylerin kendi finansal refahlarının sorumluluğunu almalarının gerekliliğini de vurgulamaktadır.
Nafaka ödemelerinin sona ermesi aynı zamanda eski eşlerin de hayatlarına devam etmeleri için bir fırsattır. Bu, ilişkilerinde bir bölümün kapandığına işaret eder ve evlilik sırasında var olan mali bağlar olmadan yeni bir başlangıç yapmalarına olanak tanır. Her iki tarafın da nafakanın sona ermesine yol açan koşulları net bir şekilde anlaması ve geleceğe yönelik mali kararlar alırken bunlara bağlı kalması önemlidir. Genel olarak, nafakanın sona ermesi boşanma sürecinin kritik bir yönüdür.
Her iki tarafın da hayatlarında ilerlemesine yardımcı olur, aynı zamanda kendi kendine yeterliliğin ve kişinin mali refahı için sorumluluk almasının önemini vurgular. Nafakanın sona erdirilmesinin koşullarını anlayan bireyler, yeni bir başlangıç yapmalarına olanak sağlayacak bilinçli kararlar alabilirler.
Ödeme metodları
Nafaka ödeme yöntemleri, yararlanıcının mali istikrarının ve desteğinin sağlanmasında dikkate alınması gereken önemli bir husustur. Yunan yasalarına göre, taraflar arasında aksi kararlaştırılmadıkça nafaka her ay nakit olarak ödenmelidir. Bu, her iki tarafça açıkça kararlaştırılmadıkça, lehdarın banka havaleleri veya kredi kartı ödemeleri gibi alternatif ödeme yöntemleri yoluyla nafaka alamayacağı anlamına gelir.
Yararlanıcının yeniden evlenmesi veya başka bir kişiyle birlikte yaşaması durumunda nafaka hakkının sona erdiğini belirtmek önemlidir. Bu nedenle boşanma kesinleşmeden önce her iki tarafın da ödeme şekli ve miktarı konusunda anlaşmaya varması hayati önem taşıyor. Bu, gelecekte herhangi bir yanlış anlaşılmayı veya anlaşmazlığı önlemekle kalmayacak, aynı zamanda yararlanıcının yaşam standartlarını korumak için gerekli mali desteği almasını da sağlayacaktır.
Herhangi bir uyuşmazlık durumunda taraflar, sorunun çözümü için avukatlardan veya arabuluculuk hizmetlerinden hukuki yardım alabilirler. Genel olarak nafaka ödeme yöntemleri basittir ancak alacaklıya mali istikrar ve destek sağlamak için dikkatli bir değerlendirme ve planlama gerektirir.
Yasal temsil
Yasal temsil, aile hukukunun karmaşıklıklarını ele alırken dikkate alınması gereken önemli bir husustur. Boşanma davalarında avukat, yasal gereklilikler ve izlenecek prosedürler konusunda değerli rehberlik sağlayabilir. Avukat, hukuki danışmanlık ve temsil sağlamanın yanı sıra, kişinin boşanma süreci için gerekli belgeleri hazırlamasına da yardımcı olabilir.
Bu, evliliğin bozulması iddiasını destekleyecek kanıtların toplanmasını veya diğer tarafla bir uzlaşma anlaşması müzakere edilmesini içerebilir.
Avukat ayrıca herhangi bir velayet düzenlemesinin veya destek anlaşmasının adil olmasını ve ilgili çocukların çıkarına olmasını sağlamak için çalışabilir. Sonuçta hukuki temsil, bireylerin boşanma sürecinde hak ve menfaatlerini korumalarına yardımcı olabilir. Bir avukat, süreci daha sorunsuz ve daha az stresli hale getirebilecek düzeyde uzmanlık ve rehberlik sağlayabilir. Avukat tutmanın maliyeti bazı insanlar için endişe verici olsa da, kötü yürütülen bir boşanmanın sonuçlarının önemli ve uzun süreli olabileceğini unutmamak önemlidir.
Arabuluculuk
Arabuluculuk, tarafsız bir üçüncü tarafın, çiftlerin boşanma şartları konusunda anlaşmaya varmalarına yardımcı olduğu bir süreçtir. Bu, mal paylaşımı, eş nafakası ve çocuk velayeti gibi konuları içerebilir. Arabuluculuk, etkili iletişim kurabilen ve çözüm bulmak için birlikte çalışmaya istekli çiftler için iyi bir seçenek olabilir. Ailelerinin ihtiyaçlarını karşılayan bir ebeveynlik planı oluşturmak için birlikte çalışmalarına olanak tanıdığından özellikle çocuklu çiftler için faydalı olabilir.
Arabuluculuk genellikle mahkemeye gitmekten daha ucuzdur ve aynı zamanda daha hızlı olabilir. Ek olarak, çiftin, boşanmanın sonucunu hakimin eline bırakmak yerine daha fazla kontrol sahibi olmasına olanak tanıyor. Ancak arabuluculuğun her çift için doğru olmayabileceğini unutmamak gerekir. Örneğin aile içi şiddet geçmişi varsa arabuluculuk güvenli olmayabilir. Ayrıca eşlerden birinin sürece katılmak veya uzlaşmak istememesi durumunda arabuluculuk başarılı olmayabilir. Sonuçta, arabuluculuğun kendileri için doğru seçenek olup olmadığına karar vermek ve emin olmadıkları takdirde nitelikli bir avukatın tavsiyesine başvurmak çiftlerin sorumluluğundadır.
Mali hazırlık
Finansal planlama, evliliklerinin sona ermesini düşünürken çiftlerin dikkate alması gereken kritik bir husustur. Boşanma davası zaman alıcı ve pahalı bir süreç olabilir ve çiftlerin meydana gelebilecek değişikliklere maddi açıdan hazırlanmaları önemlidir.
Mali hazırlığın ilk adımlarından biri banka hesap özetleri, vergi beyannameleri ve yatırım hesapları gibi gerekli tüm mali belgeleri toplamaktır. Bu, her bir eşin mali durumunun net bir resmini verecek ve varlık ve yükümlülüklerin bölünmesinin belirlenmesine yardımcı olacaktır.
Mali belgelerin toplanmasının yanı sıra, çiftlerin boşanma süreciyle ilgili avukatlık ücretleri ve diğer masrafları da dikkate alması önemlidir. Çiftler boşanma avukatı tutmanın maliyetini araştırmalı ve bunu bütçelerine yansıtmalıdır. Ayrıca, geleneksel mahkeme sürecinden daha ucuz olabilecek arabuluculuk veya dostane boşanma gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini de değerlendirebilirler. Bu masrafları önceden planlamak, boşanma sürecindeki stresi ve belirsizliği azaltmaya yardımcı olabilir.
Çiftler ayrıca boşanmanın gelecekteki mali istikrarları üzerindeki etkisini de düşünmelidir. Bu, gelir, konut ve emeklilik tasarruflarındaki değişiklikleri içerebilir. Bu değişiklikleri yönetmek ve uzun vadeli mali güvenliği sağlamak için bir plan geliştirmek üzere mali planlamacı veya muhasebeci gibi mali profesyonellere danışmak önemlidir. Bu adımları atmak, boşanmanın olumsuz etkilerini en aza indirmeye yardımcı olabilir ve hayattaki yeni bir bölüme daha yumuşak bir geçişi teşvik edebilir.
Sık sorulan sorular
Boşanma süreci genellikle ne kadar sürer;
Boşanma süreci, davanın karmaşıklığına ve mahkemenin iş yüküne bağlı olarak birkaç aydan bir yıla kadar sürebilir. Boşanmanın sonuçlandırılması için belirlenmiş bir zaman çizelgesi yoktur.
Eşlerden birinin kabul etmemesi durumunda boşanma kararı verilebilir;
Evet, eşlerden biri kabul etmese bile boşanma davası açılabilir. Boşanma nedenleri arasında evlilik bağının bozulması, devamsızlık ve karşılıklı rıza yer almakta olup her biri için farklı koşullar bulunmaktadır.
Boşanmanın alternatifleri var;
Boşanma ancak evlilik bağının bozulması, devamsızlık veya karşılıklı rıza gibi belirli gerekçelere dayanan bir mahkeme kararıyla yapılabilir. Boşanma davası için mahkemeye gitmekten başka çare yok.
Boşanma sürecinde mal varlığımı nasıl koruyabilirim;
Boşanma sırasında mallar, evlilik sözleşmesi yoluyla veya evlenmeden önce edinilmiş olduğunun kanıtlanmasıyla korunabilir. Hediyeler ve miraslar da hariç tutulabilir. Yasal tavsiye tavsiye edilir.
Çözüm
Sonuç olarak, boşanma sürecini yönetmek zorlayıcı olabilir ancak ilgili yasal gereklilikleri ve prosedürleri anlamak, bireylerin haklarını ve çıkarlarını daha iyi hazırlamalarına ve korumalarına yardımcı olabilir. Boşanma yalnızca mahkeme kararıyla verilir ve bunun verilmesini sağlayan üç gerekçe vardır. Çocuk velayeti ve nafaka gereklilikleri de önemli bir husustur.
Süreci potansiyel olarak basitleştirmek için arabuluculuk seçenekleri araştırılabilir ve finansal ve duygusal hazırlık hayati önem taşır. Genel olarak boşanma süreci sabır, anlayış ve ilgili tüm hukuki ve duygusal yönlerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir. Bireyler hukuki tavsiye ve destek alarak süreci daha iyi yönlendirebilir ve haklarını ve çıkarlarını koruyabilirler.
Süreçte ortaya çıkabilecek zorluklara hazırlıklı olmak önemlidir ancak doğru zihniyet ve destekle bireyler ilerleyerek kendileri ve aileleri için olumlu bir gelecek yaratabilirler.
Boşanma : Sürece nasıl hazırlanılır;
Hukuk Bürosu Deuteriou Anna ve Ortakları
Stadiou 39, 1. kat, 6980559751